1 Gün
Misafirlerimizi konumlarından aldıktan sonra yolculuğumuza başlıyoruz. İlk durağımız bir zamanlar Bitinya'nın başkenti olan Nikomedia adıyla bilinen İzmit olacak. 1999 yılında şehrin içme suyu ihtiyacı için yapılan Yuvacık Barajı mesire alanına geçiyoruz. 258 km2 büyüklüğünde diğer adı Kirazdere Barajı olan bu bölge bulunduğu konumu ve doğal yaşamı ile ziyaretçileri etkilemektedir.
Sabahın erken saatlerinde kahvaltımızı yaparken ve çayımızı yudumlarken mu eşsiz manzara ile yapıyor olacağız. Arzu eden misafirlerimiz zipline yapabilirler. İzmit'teki kahvaltı ve serbest zaman sonrası Düzce'ye doğru yola çıkıyoruz. 1999 yılına kadar Bolu'nun bir ilçesi olan bu şehrimiz tüm güzellikleri ile Aden Bahçesi (Cennet) unvanını sonuna kadar hakediyor.
Düzce'de bulunan Güzeldere Şelalesi'ne geçiyoruz. 120 m yüksekliğe sahip bu şelale çevresinde bulunan kayın ve gürgen ağaçları ile birleşerek muazzam bir görüntü ortaya çıkarmaktadır. Güzeldere Şelalesi'nde muhteşem anılar biriktirdikten sonra Topuk Yaylasına doğru yola koyuluyoruz.
Kaynaşlı ilçesi ve Bıçkıyanı Köyü konumunda bulunan yaylamızın göletle birleşen sarıçam, köknar, kayın ve gürgen ağaçları ile ruhunuzu ve zihninizi derinden etkileyecek. Konaklamamızı yayla hayatını yansıtan ve doğallığı ile sizi büyüleyen Topuk Yaylası'ndaki tesisimizde olacak. Arzu eden misafirlerimiz akşam yemeğine kadar göl kenarında vakit geçirebilir ve otelimizin kapalı yüzme havuzunda vakit geçirebilirler. Akşam yemeğimiz ve konaklama bu otelimizde.
Konaklama : Topuk Yaylası Resort
2 Gün
İkinci günümüze otelimide yaptığımız keyifli kahvaltı ile başlıyoruz. Kahvaltı sonrası rotamızı Efteni Gölü'ne çeviriyoruz. Elmacık dağ silsilesinin eteğinde Düzce Ovası’nın akarsu ağının birleştiği ve Melen Çayı kanalıyla Karadeniz’e döküldüğü ekolojik bir ağın düğüm noktasındadır. Göül zengin bitki örtüsü, su kaynakları ve göçmen kuşların yolu üzerine olması bu gölü görülmesi gereken konumlardan biri yapıyor. 1992 yılında koruma altına alınan Efteni Gölü doğal yaşamın kaynağı olmaya devam ediyor. Efteni Gölün'nde geçirilen serbest zamanından ardından mavi bayraklı sahilleri ile büyüleyen Akçakoca'ya doğru yola çıkıyoruz.
Karadeniz'in kıyısında kalan bu sahil kasabası deniz, kum, güneş üçlemesini sevenler için tam aranılan yer. Mekanları, çağdaş ibadethanesi ve özellikle sahilleri ile dikkat çeken bu şirin kasaba görülmeye değer. Akçakoca gezimizde rehberimizin anlatımları sonrası serbest zaman bizleri bekliyor olacak. Arzu eden misafirlerimiz ibadethaneyi gezebilir, fotoğraf çekilebilir veya kahvesini yudumlayabilir.
Akçakoca merkez gezimizden sonraki durağımız Ceneviz Kalesi oluyor. Batum Körfezi’nden başlayıp, Herkül Sütunları diye de bilinen Cebeli Tarık Boğazı ve Osmanlı döneminde tekrar açılan Süveyş Kanalı’na kadar devam eden Denizsel Ticaret Ağı’nın bir geçiş güzergahı olan Akçakoca, ticaretin güvenliği için kritik bir konumdaydı. Bunu bilen ve önemli bir deniz kavmi olan Cenovalılar ticaretin güvenliğini sağlamak ve gözlemlemek için Ceneviz Kalesi’ni inşa ederler. Bizlerde bu tarihi mekanın izlerini ve etkilerini görmek, incelemek ve hissetmek için kaleyi geziyoruz. Kaleyi gezerken, bir zamanlar göl olan ve dalgaların milyonlarca yıl boyunca aşındırıp, meydana getirdiği falezleri incelemek ve fotoğraflamak da ayrı bir keyif veriyor turumuza.
Antik dönemde Bitinya Bölgesi olarak adlandırılan bu yöremizdeki iki günlük turumuzun sonrasında, İzmir’e dönüş yolculuğumuzda Karadeniz bölgemizin coğrafi ve jeolojik yapısını yolcuğumuz esnasında görme ve inceleme şansımız olacaktır. serbest zaman sonrasında otobüsümüze geçerek İzmir’e geri dönüş yolculuğumuz başlıyoruz. Gerekli molaların ardından İzmir’e ulaşıyoruz ve Siz değerli misafirlerimizi tekrar servis noktalarına bırakarak bir sonraki turumuzada görüşmek üzere telefonlararımızda paylaşmaya doyamayacağınız fotoğraf kareleri ve ardımızda harika anılar eşliğinde turumuzu sonlandırıyoruz.
Fiyata Dahil Hizmetler
Fiyata Dahil Olmayan Hizmetler
Detaylar